Fırtınada Yengemle Mahsur Kalınca

Merhaba ben Erzurumdan Ayhan. Ozaman ben 17 yaşındayken, (köyde oturduğumuzdan) dersane için merkeze gidiyordum. Merkezde yurt hayatı devam ederken, 2-3 haftada bir köye uğruyordum. Sömestr tatili yaklaşmıştı, ben de köye gideceğim için, birkaç tane Pørnø dergi ve Pørnø CD almak için merkezde dolaşırken, yakın akrabamız olan Sevda abla ile kızı Büşrayı gördüm. Benim ne zaman köye gideceğimi sordular. Ben de haftasonu gideceğimi söylediğimde, Sevda abla bana, “Aynur yengenin birkaç parça siparişleri var, bir ara uğra da vereyim onları, yengene götür ver!” dediler. Tamam dedim, vedalaştık. Sırası gelmişken Aynur yengemden bahsedeyim. Aynur yengem 35 yaşında, yaklaşık 1.65 boyunda ve 80 kilonun uzerinde, büyük kalçalı ve iri göğüsleri ola bir kadındır. Biri 3, diğeri 5 yaşında 2 çocukları var. Kocası (yani amcamın oğlu Murat abi) iş için kaçak yollarla Almanya’ya gitti.

Neyse, ben köye gitmeden bir gün önce Sevda ablaya uğrayıp Aynur yengemin paketini aldım. Bir yandan da merak etmeye başladım, pakette ne var diye. Hemen yurda gelip içinde ne olduğuna baktım. İçinde birkaç parça giyim ve çok güzel ve sexy dantelli iç çamaşırları vardı. Aynur yengemi o iççamışarlarıyla hayal ederek 31 çektim. Sabah hava biraz kapalıydı ve fırtına havası vardı. Bizim oraların kış şartları malum. Köy arabasını beklemeye başladım. Akşam saat 16 gibi yola koyulduk. Merkezle köyün arası 45 km falan vardır. Köye varmadan fırtına etkisini artırdı. Bizim evle de köy arasında 2.5 km mesafe var. Mezrada oturuyoruz. Köye geldiğimizde mezranın yolu kardan kapanmış, minibüs bir türlü gidemiyordu. Dolayısıyla ben mecburen köyde kaldım. Aslında yengeme ertesi gün gündüz uğrayıp paketini verecektim, ama şartlardan dolayı direkt yengeme gittim. Kapıyı çaldım, yengem kapıyı açtı ve “Ayhan sen nerden geliyorsun bu havada?” dedi. “Dersane tatil oldu yenge, eve geldim ama yollar kapalı, gidemedim, onun için sana geldim…” dedim. “İyi yapmışsın, gir içeri, sabah gidersin!” dedi.

İçeriye geçtik, biraz sohbet falan derken, akşam oldu, yemek yedik. Yemekten sonra ben TV izlemeye başladım. Bir yandan da aklımda yengemin iççamaşırlarını düşünüyordum. Yengem bulaşıkları hallettikten sonra yanıma gelince, “Yenge, Sevda abla sana bir paket gönderdi!” dedim. “Neymiş?” diye sordu yengem. “Ben ne bileyim yenge, sana vermem içim bana verdi…” dedim. “Tamam, çay koyup bakarım, nerde?” dedi. “Çantamda.” dedim. Yengem çay koyduktan çantamdan paketi alırken, (elbiselerimin altına sakladığım) Pørnø dergileri ve CD’leri görmüş ve elinde dergilerle salona geldi, “Ayhan, bunlar ne lan? Yoksa dersane dergileri mi?” diyerek güldü. Ben utancımdan kıpkırmızı oldum ve cevap veremedim. Yengem gülerek dergileri çantama bırakıp, paketini aldı ve diğer odaya gitti. 10 dakika sonra geldi. Ben utancımdan halen yengemin yüzüne bakamıyordum…

Çaylarımızı içerken yengem çantamdan tekrar dergileri aldı ve “Bu dergileri ne yapıyorsun?” dedi. Utancımdan kıpkırmızı bir şekilde, “Okuyorum, fotoğraflara bakıyorum.” dedim. “Başka?” dedi. Ben, “Hiiççç!” deyince yengem güldü, “Lan anlat, korkma kimseye söylemem!” dedi. “Neyi?” deyince, “Dergilerden kimseye bahsetmem, hadi anlat, yoksa ablana ve annene söylerim!” dedi. Bunu nasıl söyleyebildim bilmiyorum ama, “31 çekiyorum!” dedim. Yengem, “Hmmm… Peki merkezde kadın yokmu o ihtiyacını karşılamak için?” dedi. “Var olmasına var yenge de, ama param yetmediği için yapamadım hiç…” dedim. “Hiç mi yapmadın?” dedi. “Hayır, hiç yapmadım.” dedim. “Kaç para istiyor o kadınlar?” dedi. “2-3 haftalık harçlığım ancak yeter yenge!” dedim. “Vaay be! O kadar çok mu istiyorlar?” dedi. “Evet yenge, okadar çok!” dedim.

Yengem benimle konuşurken biryanda da dergideki resimlere bakıyordu. “Bunlar gerçek olamaz!” diye söylenmeye başladı. Ben de, “Niye gerçek olamaz?” dedim. “Baksana adamlara, yarrakları kol gibi! Karılar bunları nasıl alıyor?” dedi. Ben de, “Kadınlar taş gibi, alıyorlar işte!” dedim. Yengem gülerek, “Lan kadınlar taş gibi de olsa, bu yarrağı yeyince çuval gibi olur!” dedi. Yengem dergileri karıştırdıktan sonra, “Peki bu CD’ler ne?” diye sordu. Ben de, “Pørnø… Seks filmleri yani.” dedim. Yengem de, “Hiç seks filmi izlemedim, hadi izleyelim!” dedi. “Olmaz yenge, çocuklar var…” dedim. “Çocuklar uyuyor, hadi izleyelim!” diye ısrar etti. “Ama kimseye söylemek yok, aramızda kalacak!” dedim. “Tamam söz, hadi!” dedi. Ben hemen VCD-Playeri kurmaya başladım. O esnada yengem, “Ayhan sen paketimi açtın mı? Dogru söyle!” dedi. “Evet yenge…” dedim. “Tahmin etmiştim!” dedi.

VCD-Player açıldı, CD’lerden birini taktım ve film başladı. Grupseks olan bir filmdi. Yengemle filmi izlerken, yengem bir ara, “Oha lan! Bu kadarı da olmaz!” dedi. Ben, “Niye yenge?” deyince, “Bu adamın siki sanki pilli, üç kadını sikiyor, of demiyor!” dedi. Ben de, “O durumda kim of der ki!” dedim. Yengem gülerek, “Sen de aynısını yapabilir misin?” dedi. “Evet!” dedim. “Yok lan, sen bir defa 31 çek, sikin hemen iner!” dedi. “Hayır inmez! 3-4 defada anca iner!” dedim. “Hadi çekte görelim!” dedi. “Olmaz yenge, yapamam!” dedim. Yengem ısrar ediyordu, “Yap ne olacak, ha burda yaptın, ha banyoda, ne farkı var?” dedi. “Yenge sen varsın diye utanırım yapamam!” dedim. “Ozaman bekle!” dedi ve odasına gitti. Birkaç dakika sonra tekrar geldiğinde üzerine battaniyeyi sarınmıştı. Tam karşıma geçip battaniyeyi açtı ki, gözlerime inanamadım. Yengem o yeni iççamaşırları giymişti…

“Nasıl? Beğendin mi?” dedi. Dilim tutulmuştu, kekeleyerek, “Evet…” diyebildim. Yengem defile mankeni gibi etrafında dönerek, “Peki benim vücudumu da beğeniyor musun?” dedi. “Evet…” dedim. “Peki ençok neremi beğeniyorsun?” dedi. “Kalçalarını ve göğüslerini!” dedim. “Çok mu güzeller?” dedi. “Evet! Mükemmeller!” dedim. Yengem, “Üşüdüm!” deyip bataniyeye sarıldı tekrar ve “Bana bak, kimseye söylemek yok!” dedi. “Taman yenge!” dedim. Yengem yanıma gelip oturdu ve “Hadi, sıra sende!” dedi. Ben, “Ne sırası?” deyince, “31 çekeceksin, biz de biraz canlı sik görelim! Utanırım deme bak kırarım kafanı, işin utanması falan kalmadı artık! Hadi çıkar üstünü!” dedi…

Ben üstümü çıkarttım, üzerimde sadece baksır kaldı. Yengem iyice yanıma oturup, “Yap hadi!” dedi. Elimi baksırın içine sokup, sikimle oynamaya başladım. “Napıyorsun öyle? Donunu da çıkar da sikini görelim!” deyince, ben de, “Sen de çıkar ozaman!” dedim. Yengem, “Tamam lan!” diyerek iççamaşırlarını çıkardı. Ben de baksırı çıkardım, ikimiz de çırılçıplak olmuştuk. Ben yengemin meraklı bakışları eşliğinde, sikimi yavaş yavaş sıvazlayarak 31 çekiyordum. Yengem birden, “Ayhan, filmdeki gibi yapmak ister misin?” dedi. “Nasıl yani?” dedim. “Bak adam kadının amını yalıyor, sen de benimkini yala!” dedi. Ben salaklaşmıştım iyice. Yengem bacaklarını açıp, “Hadi gel yala! Gel ben seni bu gece ama doyuracağım!” dedi…

Ben hemen yengemin bacak arasına yumuldum ve amını yalamaya başladım. Yengem başımı amına bastırmaya başladı. Ben yaladıkça yengemin amından adeta çeşme gibi su akıyordu. Yengem, “İyi yala lan, içine dilini sok! Bızırımı em!” diye talimat veriyordu. Ben artık dayanamıyordum ve yengemin amını bir an önce sikmek istiyordum, “Yenge sikimi içine sokayım mı?” dedim. Yengem de, “Daha şimdi değil, önce yala!” dedi. “Dayanamıyorum yenge, kasıklarıma ağrı girdi!” dedim. “Gel ozaman ben de senin sikini yalayım!” dedi. 69 pozisyonu aldık, ama yengem sikimi ağzına alır almaz ben hemen boşaldım. Yengem bana kızarak, “Niye hemen boşaldın lan?” dedi. “Napıyım yenge, dayanamadım!” dedim. “Git banyoda sikini yıka gel!” dedi. Hemen banyoya koştum sikimi yıkamaya…

Sikimi yıkayıp geldiğimde, yengem, “Bak beni bu gece uçur, herzaman sana bu kapı açık!” deyip amını gösterdi. “Tamam yenge!” deyip, tekrar amını yalamaya başladım. 10 dakika falan yaladıktan sonra yengem birden, “Hadi şimdi sok sikini amıma!” dedi. Hemen amına soktum sikimi, amı ateş gibi yanıyordu. İçinde gidip gelmesi okadar zevkliydi ki, anlatamam. Yengem sürekli, “Sakın içime boşalma!” diye tembihliyordu. Ben biryandan yengemin amını sikiyordum, biryandan da göğüslerini emiyor, yalıyordum. Yine fazla dayanamadım ve “Gelmek üzereyim!” dedim. Yengem, “Kalk üstümden!” dedi ve beni sırt ürtü yatırdı, “Ağzıma boşal!” diyerek sikimi yalamaya başladı. Öyle bir boşaldım ki yengemin ağzına, adeta bulutların üzerindeydim…

Yengem, “Hadi amımı yala biraz daha, ben yarım kaldım!” dedi. Ben tekrar am yalamaya başlamıştım, bir yandada göt deliğiyle oynuyordum. Yengem, “Ne o lan, götümü mü sikmek mi istiyorsun?” dedi. Büyük bir sevinçle, “Evet yenge!” dedim. Yengem ise, “Önce amımı doyur, sonra götümü iste!” dedi. Bu arada benim alet yeniden sertleşmişti, yengem elini attı sikime, “Yıka gel!” dedi. Bir koşu yıkayıp geldim ve yengem tekrar amına aldı. Ama bu sefer epey uzun sürdü boşalmam (yarım saatten fazla siktim). Ben boşalana kadar yengemin kaç defa orgazm olduğunu bilmiyorum, yengem sadece, “Sik beni Ayhan!” diyordu durmadan. En sonunda yengem pes etti, “Yeter bukadar, bittim, halim kalmadı!” dedi. Biraz dinledikten sonra tekrar öpüşmeye başladık. Ben yengemin götünü parmaklamaya başlayınca, yengem, “Orayı da başka gün sikersin!” dedi. Ben de fazla ısrar etmedim. Ogün sabaha kadar uyumadık yengemle, dinlene dinlene sikiştik. Sabah duş alıp kahvaltı yaptıktan sonra, ben yorgun bir şekilde eve gittim.

Yengemle halen deliler gibi sikişiyoruz ve götten de sikiyorum yengemi artık. Amcaoğlu da Almanya’da bir Alman karıyla evlenip işçi konumunda kaldı, yılda sadece 2 haftalığına gelip gidiyor. Onun dışında yengemi hep ben sikiyorum!